Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mezar Taşı...

yalnızlık mezar taşı gibidir… kimsesiz bir mezar taşı… ne bayramlarda bir geleni vardır nede bir güvercin konar üstüne… sadece bekler yalnız olan… gece çisil çisil günün yağmasını bekler… beklemek bazen o kadar zor gelir ki kaçmak istersin bu şehirden… tüm kalabalığın arasından sıvışmak istersin gizlice… 

Çıkış Yolu...

sıkıştım kaldım… sanki aynı yerlerde dolaşıp duruyor gibiyim…………….. çıkış yolunu bulamıyorsun çünkü hep aklını kullanmaya çalışıyorsun… ne görsen ne duysan ne hissetsen hep ona sevdiğini katmaya çalışıyorsun… ama bu mümkün değil… zorda olsa sevdiğini orada bırakacaksın… kimse kimsenin yerine nefes alamaz… çık hayata karış… her zaman bir çıkış yolu buldun… yine bulacaksın… yeter ki aklının duygularına gem vurmasına izin verme… seni sen yapan yaşadıklarındır…. sen oldun diye hiç mi mutlu olmaya hakkın yok diyebilirsin…. sen istemiyorsun ki mutlu olmayı mutluluktan kaçıyorsun köşe bucak… saklanıyorsun ondan… ne hissediyorsan hissediyorsun…. duygularından utanma sakın… hayatla arana koca koca duvarlar çekme… yık geç.. yık geç şu duvarları…               L&M

Kapalı kapılar ardında...

asıl mesele ağzını açabilmekte… ağzını açıp yüreğinden geçenleri bir bir dışarı çıkarabilmek…. bunu becerebildin mi rahatlarsın… eğer beceremezsen o zaman o içindekiler içinde kalır sende kapalı kapıların ardında….                  L&M

O...

onu düşünüyorsun dimi… ilk zamanlar böyle olur… kalbin sıkışır acaba şimdi ne yapıyor diye düşünürsün… ellerin kupkurudur… çünkü onun ellerinde terlemiyordur artık… göğsün hafifler… çünkü başı göğsünde değildir… nefes almaya bile korkarsın… çünkü nefes aldığında onun kokusunu saçlarının kokusunu çekmeyeceksindir içine…                    L&M

Sır...

herkesin bir sırrı vardır… eğer bir sırrın varsa onu mümkün olduğunca derinlere gömmek istersin ama o sır bir gün mutlaka gömüldüğü yerden çıkar… Yinede sırrını kimseler bilmesin istersin… eğer bunu başarırsan onu sonsuza kadar unutabileceğini sanırsın… ama en yakınındakileri kandırsa bile insan kendini kandıramaz… ve çoğu zaman üzerine kilitler vurduğun sırrın ortaya çıkınca anlamsız bir şekilde rahatlarsın… belki şanslıysan hayat daha kolay bir hale gelebilir…                L&M

Yara izi...

gidenler bizden hep bir parça götürürler… o parçanın yerinde de derin izler kalır… herkesin bir yara izi vardır insanlardan gizlemeye çalıştığı saklamak için çok uğraştığı bir yara izi… herkesin bir yara izi vardır kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi… bu izlerle yaşamaya alışırsın.. bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı yaşamayı yeniden sevebilirsin ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur acın da biraz olsun hafiflemeye başlar….               L&M

boş...

boş… her şey bir boşluk… hayatın yalan olduğu bir dünyada… doğruları nerede arayıp bulursun? satılır mı köşe bucak? bu kadar ucuz mu peki hayat? bazı şeyleri elde etmek için nelerini verirsin mesela? ruhunu? kalbini? bedenini? paranı? sağlığını? 

sevmek fedakarlık yapmayı gerektirebiliyor...

Nasıl anlatacağımı bilmiyorum… ama başka bir yolu yok bunun… insanın söylemek isteyip de söyleyemediği sözler vardır ya… ne bileyim…. öyle bir kanser gibi büyüdükçe büyüyor büyüdükçe büyüyor büyüdükçe büyüyor… seni gördükten sonra sen öyle büyüdün ki içimde her yanım sen oldun anlıyor musun sonra ben sensiz olamadığımı anladım…. Yalanlar söyledim sana bir sürü yalanlar söyledim sana … evet bu yalanlar öyle büyüdü ki kaçıp gideceğinden korktum hep böyle bir korku vardı içimde…. İşte sen o içimdeki korkuydun… senin yanında mutsuz olmaya bile hazırdım ben… dünyaları verseler anladın mı dünyaları verseler vazgeçmem derler ya… öyle olmuyormuş işte… o kadar basit değilmiş. Birinin  çıkıp başkalarını düşünmesi gerekebiliyormuş onların mutluluğunu sevgilerini acılarını ne bileyim bazen sevmek fedakarlık yapmayı gerektirebiliyormuş… anlıyor musun ben seni hep beklerim 1 saat de beklerim bir ömürde………                                                                                    L&M

Sakın pes etme....

bu yaptıkların boşuna değil... sen tanrının sevdiği bir insansın... seni böyle sınıyor.... biliyorum zor hemde çok zor... şu dünyada senden çok mutlu olmayı hak eden başka bir insan yok... tanrı da bunu biliyor... biliyor da sana neden hep hüzün acı ve keder mi veriyor? herkes için çizilmiş yollardan birisi de bu senin için çizilmiş olan... sen sabırlısın... sen güçlüsün... sen iyisin... ve tanrı biliyor ki bu sıkıntıları bir başkasına verse çoktan o kişi çoktan pes etmişti hayattan... senin pes etmediğini bildiği için tanrı sana bu yükü verdi... ve sen bu yükü sonuna kadar taşıyacaksın... sen güçlüsün... bunların sonunda bunlar bittiğinden o aradığın huzuru mutluluğu bulacaksın... mutluluk bir gelecek ve hiç gitmeyecek... diğer insanlara gelen ve kalıcı olmayan mutluluk senin için kalıcı olacak...  ben ve benim gibi insanlar sana dua ediyor... sakın pes etme... sakın pes etme...

Acımalı her yerim...

Resim
Ruhumu bu kadar acıttığım için beni affeder misin? ben mi? insan kendini affeder mi? acı ruhun vazgeçilmezi gibidir… olmazsa olmaz…. acımalı her yer acı çekmeyen bir yer kalmamalı ki acının olmadığı bir şeyin nasıl olduğunu merak etmeli insan…. sen yinede affet beni…. acılarımla beraber ben devam ederim yola….

Bırak Gideyim

Resim
bırak gideyim ne olursun…. bana git de artık… bak aklım sende kalıyor bırakıp gidemiyorum… hem beni istemiyorsun hemde git demiyorsun… 

olması gereken bir son değil bu...

benim o anda hissettiğimi sende hissediyor musun? hissedebiliyor musun? yaptığın yaşattığın her ne ise bende bıraktığı iz dün gibi aklımda… parmaklarım ne zaman dokunsa o ize içim ürperir içim acır… birazda gözlerim dolar… beynimde oluşan film sahnesinin başrolünde oynayan ikimizden başkası değil… mutlu bitmesini istediğim ama mutlu sonla bitmeyen… mutlu sonlara hasret insanların içindeyim bende… o sonu belki sen yazdın ama ben mutlu bitirmek için elimden geleni yaptım… pişman değilim… her film mutlu son ile bitmeyecek ya… ama bildiğim tek şey olması gereken bir son değil bu….

Mutluluk Hırsızları...

aslında biz yanlış yerde yanlış zamanda yanlış insanlar tanıdık... o zamanlarda ve yerlerde karşımıza çıkan insanlar hayatımızın mutluluğunu çalan hırsızlardır.... mutluluk hırsızları... bütün hayat enerjini alır içinden sana yaşamak için bir sebep bırakmazlar... mutluluk hırsızları çaldıkları mutlulukları ne yaparlar ki? başkasının mutluluğu ile mutlu olabilirler mi ki? başkasının kurduğu hayali nasıl yaşayabilir ki? nasıl mutlu olur? aynı zamanda duyguları ile oynar bir çocuğun oyuncaklarla oynadığı gibi... aslında bizim en büyük sorunumuz derdimizi insanları kendimiz gibi görmemiz... bir insanın duyguları ile oynamak en büyük kötülüktür insana yapılabilecek... o insanda bırakılan izi kimse bilemez ne yaşadığını da... bir hayatı karartmak budur tam anlamıyla... 

Yoruldum...

ne olduğu belli olmayan bir sabah yine bu sabah… ne olacağını bilmediğimiz öylece ortada durup baktığımız yanımızdan hayatın hızla geçtiği bir sabah… kimi umutlar kimi hayaller kimi acılar var kim bilir… ama bildiğim bir şey varsa hiç bir şey yapmadan sadece durup izlediğim izlediğin… her şey sanki böyle hızlıca geçiyor ve sen sadece izliyorsun izliyorum… aslında yorulmuşum yani yorulmuşsun… olan bitene anlam vermeye çalışıyorsun çalışıyorum ama her şey anlamsız… aklıma şu soru düşüyor aklına şu soru düşüyor belkide… neden yaşıyorsun? neden yaşıyorum? yani sonuçta öleceksin öleceğim… yarı geçen hayatında güzellikleri kovaladığın kovaladığım ama o güzelliklere ulaşamadığın ulaşamadığım bir hayatın diğer yarısını neden yaşamak istersin? neden yaşamak isterim? bir sebep ararsın… bir sebep ararım… o sebep belki sensin belki benim ama yoruldum artık… ben sen daha ne kadar sürdüreceğiz bunu bilebilir miyiz? ama bir kazanan olacak sonunda… o kadar yoruldum ki bunu bile düşünemiyorum… düşünem

Her şeyi yak gitsin...

içimde acıyan şeyler var… hemde en derinden… olmasını istediğin ama olmadığını gördükçe daha çok kahrolduğun derin bir acı… olmayacak biliyorum ama neden bu ısrarım… ruhuma çektirdiğim bu acı nereye kadar böyle sürecek… her şeyden vazgeçme noktasına geldiğim şuanda sadece bir kıvılcımın küçük bir kıvılcımın hayatı tutuşturmaya yeteceği bir anda neden çakmıyorsun ki son kibriti… zor değil inan çok kolay… bir hayatı yakmak işte bu kadar kolay…

Hoşgeldin... Hoşçakal...

hayatınıza hoşgeldin deyip aldığınız insan bir süre sonra vazgeçilmeziniz olduğunda onunla ilgili geleceğe dair planlar yapmaya başlama çabaları ile devam eder…. öyle devam eder ki hayat sadece bir kişi etrafında dönmeye başlar… her şeyiniz olur… ama bir gün öyle bir şey olur ki hoşgeldin dediğiniz kişiye hoşçakal demek gerekir… bu elimizde olan yada olmayan bir sebepten ötürü olabilir belki isteyerek olabilir ama gün gelir hoşgeldin hoşçakal olur…. aslında fiziken yanında değildir… o gittikten sonra… içinizdeki ona nasıl hoşçakal diyeceksiniz??? uzun süreden beridir ona söyleme çabalarım olsa da içimdeki sana yaşattığım sana hoşçakal demek o kadar zor ki…. ama bir yerden sonra artık ona da yolun sonunun geldiğini söylemek gerekir… göndermek gerekir… onsuz bir hayat zor ama o zaten sensiz bir hayat seçmiş… onda sen yoksan sende o neden olsun ki?? zor olsa da bazı kararlar almalı insan hayatında… nelerin kalması nelerin gitmesi konusunda… geçmiş bir yara izi gibi kalır insanda… dokundu

Gibi...

Resim
her şey nasıl başladı bitti bilmiyorum… gün batımı gibi bir şeydi… o güzel renk cümbüşünü gördüğün anda etkilenirsin onu gördüğün gibi…. o kadar güzel renk üçlemesi var ki etkilenirsin onu gördüğün gibi….  ama o kadar çabuk gider ki anlamazsın bile onun gittiği gibi… daha uzun sürmesini istersen daha çok bakmak istersin ona bakmak istediğin gibi ama bakamazsın… rüya gibidir… uyanırsın… ilk anda hatırlarsın… daha sonra ise unutursun…

Bazen...

Bazen ne yapacağını bilmez şekilde boş boş bakarsın… Aslında o anda kafandan o kadar çok şey geçer ki… Hangi birisinin seni ne şekilde etkileyeceğini bilmezsin…. Bazen bakıyorum da kendime olması gerektiği gibi davrandığımı düşünüp ama olması gerekmediği şeylerin olduğunu gördüm… Burada sorulması gereken hatanın nerede kimde ve nasıl olduğuydu… İnsanlar o kadar çok burnunu sokar ki hayatına herkes kendilerine göre bir şeyler söyler… Kimisi haklı kimisi haksız ama hiç kendilerini benim yerime koymazlar ki… Yada yaşadıklarımı bilmezler ki… Oysa iyi olmak bu acımasız eleştirmeyi mi gerektirir… Biriside çıksın desin ki dostum seni anlıyorum… Var aslında bir kişi oda zaten gerçekten dostum diyeceğim insanlardan… Şu son 2 günde yaşadığım sanırım hayatımın geri kalanına büyük bir darbe vuracak… İzleri uzun süre silinmeyecek sanırım… Umarım hayatıma kattığı şeyler daha sonraki hata yapma durumlarının önüne geçer… Hayat iyi şeyleri çıkarmanın umduğum hatta çıkardığını zannettiğin anda sana bir

bir adamın ruhu gider aslında…

Polyannacılık oynuyordum bunu kabul ediyorum… Çoğu insanında bunu anladığını biliyordum aslında. Beni mutlu eden buydu iyimser olmak. Kötü bir şey mi? Sanırım evet kaybettiğiniz ruhunuz aslında. Kandırdığınızda. Kalp burada acı çeken ve acıyan taraf. Onun acısı ruhu ele geçirir. Bir melankoli bir ağır travma yaratır vücutta. Bunun sebebini açıklamak aslında oldukça zor. Bunun sonunun ne olacağını kestirmekte zor. daha önce yaşadıklarım şuanda yaşadıklarımın özeti bir parçası gibi… sadece kişiler farklı senaryolar aynı… mekanlar farklı… daha önce bu filmi izlemişsin havası var… ama yinede izliyorsun işte yine aynı sahnelere ağlıyorsun yine aynı sahnelere gülüyorsun işte… umut aslında insanın en kötü düşmanı… kendini kandırmanın farklı bir türü… ve bunda da oldukça başarılı… bu kandırmacanın biri de olacakları bildiğin halde sonun ne olduğunu bildiğin halde gitmen… acıyı görüyorsun ama acı çekmekten de kalmıyorsun…bir eşik vardı geçmeye korktuğum sanırım bu korkumu yendim… çektiğim çizg

Kabuk tutan yaralar…

İçimde biriktirdiklerim gün yüzüne çıkmak için çaba sarfetselerde içeride kalmaya devam edecekler… Evet içimde biriktirdiklerimi kabuk tutan yaralar misali geçmeye başlamışken olaylar yaşananlar yaşanmışlar kanatır… Süzülen acıdan başka bir şey değil…  Hani bazen uyumak istersin gözlerini kapatıp… Olanlara daha fazla seyirci olmamak adına… busefer hepten kapatmak gerekli sanırım gözleri… Kapattığında görmek istediğinin rüya değilde gerçek olmasını düşlersin… Uyanmak istememek sanırım bu yüzden olsa gerek… Rüyalarda acılar hissedilmezmiş… Rüyalar çoğu zaman mutlu sonla bitermiş… Sonların çoğu zaman kötü bittiği bir zamanda iyi son aramak sanırım çölde su bulmaya benzer… Benzersiz bir deneyim gibi… Aslında bunun bir veda olaması gerekiyordu açıkçası… Vedadan çok iç kanatma gibi bir şey belkide bu…  şiddetli olan bir baş ağrısı gibi… Sana dair o kadar çok şey varki içimde veda edemiyorum işte anla… Ne senle yaşanıyor nede sensiz… Sadece şuna ihtiyacım var sanırım gözlerimi kapadığımda gö

Kötü insanları tanıma senesi...

Resim
yeni yaş günüm yaklaştığında geçtiğim bir yıla baktığımda mutlu olabildiğim an sayısı bir elin parmaklarını geçmez… ama mutsuz olduğum günlerin sayısı 1 yıla eş değer günler kadardır… geçtiğimiz yaş günümü kötü insanları tanıma senesi olarak tanımlayabilirim… bir kötü insanları tanıma senesinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız… temenniler geçtiğimiz yaş gününden daha iyi bir yaş günü geçirmem dilekleri olacak yine … demek ki bir sene daha kötü insanları tanıma senesi olarak ilan edebiliriz geçen seneki temennilere bakarak… insanların kötü davrandığı kadar bende onlara kötü davransam…. bunu yapabilir miyim? çabalayabilir miyim? sanmıyorum… yine herkesi kendim gibi görmeye devam edicem ve kötü insanlarını tanıma senesini bir ritüel olarak önümüzdeki yıllara devretmeye devam edicem….. değişen bir şey yok sadece yıllar ruhumu biraz daha yıpratmaya devam etmekte….

Geç kaldığın an...

aslında insanların inanılmaz bir dünyası vardı her genç dönemlerinde... bir çocukken mesela inanılmaz bir hayalperesttir... o dünya o kadar güzeldir ki heyecanlıdır heyecanlıdır her şey... biraz büyüyüp okul çağına geldiğinde hayaller umutlar bir parça azalır... buna etken genellikle insanların birbirleri ile sokulan yarıştan dolayı olur... biraz daha büyüdükten sonra lise ve üniversite dönemlerinde bu sefer de diğer bir yarış başlar... hayatını büyük ölçüde şekillendirecek olan aslında hayatının yarısını geçmiş olan hiçbir gelecek kaygısı olmayan dönemden gelecek kaygısı olan bir döneme... istediğin gelecek olsun diye çabalarsın... bu çabanın sonucu genelde hep hüsran ile biter... istemediğin gelecek çıkar hayatına.... çocukluktan bu yana kurulan o dünya o kadar küçülmüştür ki elinde pek fazla bir seçenek kalmaz.... içindekileri iyi kullanmak istersin fakat mutluluğun yarısı artık geçmişte kalmıştır... o sıra hayatını biriyle birleştirirsin... o kişi ya senin bütün hayallerini tekrar

durdum… bekledim… ve dinledim…

Resim
durdum… bekledim… ve dinledim…

Uzaklaşıyorum...

Resim
ben sana yaklaştığımı düşündükçe daha çok uzaklaşıyor muşum oysaki…

Günlük...

Resim
Günlük tutmalı insan eğer yazacak güzel şeyleri varsa… Ya yoksa… Ya hep kötüyse… Ya kötüler içindeyse… Yinede günlük tutmalı mı? O beyaz sayfalar siyaha dönmez mi? Yıllar sonra okuduğunda lanetler yağdırmak için mi yazmalı yoksa…

Bekleyiş...

Resim
tanrı unutmuş olsa da ben yine bekleyeceğim… neden beklediğimi bilmeden… geleceğini bilmeden… belki tanrı kulağına fısıldar arkada bıraktığı beni… hiç değilse giderken şöyle arkanı dönüp bir baksan…. giden gitsin sen şarkılar söyle içinden… o kadar çok şarkı söyledim ki içimden… hepsine anlamlar yükledim hepsine seni yükledim… ruhum kabullense de kalbim bir türlü kabullenmiyor gidişini… başka ruhlarda kendimi kaybetme çabalarım olsa da sadece kandırmacaydı bu bedeni… gelmeyeceğini bile bile bu bekleyiş öldürüyor beni günden güne….. 

Bir Ben

Resim
Belki yalnız savaşırım  Belki de yapayalnız bir ben  Tükeniyorum haberin yok 

Herşeyi Kendi İçinde Yaşarsın

Resim
Aslında sen herşeyi kendi içinde yaşarsın… Anlatamazsın paylaşamazsın… Tuhaftır ama öyledir… Mesafeler vardır arada kaldıramadığın… belkide engeller… oysaki içimdeki çocuk için hiç bir mesafe yok çocuklar için engeller yok… o heyecan o telaş o mutluluk her yerinden okunur… belkide o çocuğu bir yere kapattım belki o çocuğu bilerek susturdum belki böyle olması gerekmiyordu ama böyle oldu… 

Ruhum...

Resim
ruhum üzerine o kadar çok şey yazabilirim ki ruhum bile isyan ederdi bu durumuma… inadına terk etmek için çabalasa da bu beden bırakmamak için savaş halinde… kimin daha inatçı olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz ama şuan için zincirler sıkı sıkıya bağlı ruhumda… dünyayı zindan etmek ne derece doğru bilemiyorum ama şimdilik çılgınlık yapmasındansa kilitli kalmalı… kilitli kalmalı ki o gün geldiğinde uçup gitmeli bir martı gibi… kanatlarını heybetli şekilde açıp süzülmeli bu bedenden….

Yalnızlık...

Resim
Bu sabahların bir anlamı olmalı diğer sabahlardan farklı olarak… uyandığında, yatağının diğer yarısı boşluksa eğer, işte o zaman hayatın yalnızlıktan ibaret olduğunu anlarsın… yalnızlık,  ustanın da dediği gibi, “her kimliğe doğuştan yazılı, tek uğraşıdır. insanın bir yaşama sırasında tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir, kıymetini bilmelidir…” ve ayrıca usta “yine tek çaresi aşktır, bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın, aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır” dedi… yalnızlığa ortak anlamlar yüklemek yalnızlığı yalnızlıktan çıkartıp başlı başına bir dünya yaratmaktır… o dünyada kendini kaybetmektir yalnızlık… yolunu bulamamaktır yalnızlık… kılavuz ararken kaybolmaktır…  aslında bir adadır yalnızlık… uzaktan gemilerin geçtiği,senin kendini gösterme çabalarının hiç bir faydası olmadığı, içinde yangınlar yaktığın ama yine de o gemilerin seni görmediği, bir serap sandığın ama bunun bir kabus olduğunu anlayıp yinede umutlarının tükenmediği, durmadan kürek ç

Işık...

Resim
Işığı görürsün ve ona deli gibi gidersin o ışığın senin ölümün olduğunu bilirsin ama yinede gidersin… Gözlerin kamaşır açamazsın ama içini bir sıcaklık kaplamaya huzur dolmaya başlar… Hoşuna gider bu sıcaklık hissi… Yoksa ölüm soğuk değilde bu sıcaklık hissi gibiyse… Korkulan soğuk değilmi halbuki ya sıcaksa… İşte senin tenin gibi sıcak ölüm… dokunuşların ısıtıyor bedenimi… bana dokunmanın hayali bu hissedeceklerimi biliyorum ama bana dokunmuyorsun… Bu şekilde acı çekmemi istiyorsun ve istediğini alıyorsun…

İstanbul...

Resim
İstanbul vefasız bir sevgiliye benzer… Sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin…