birazcık saçmalama belkide....

bazen istersin olmuyor ya... o zaman neden istiyoruz ki... tamam istiyoruz belki olur diye... umut ediyoruz... umut etmek çok kötü sanırım... olmayacak duaya amin demek gibi... anlamak istediğim ama anlamakta çok güçlük çektiğim sorular var bazen kafamda... hani şöyle düşün bir yolda yürüyorsun... her taraf bembeyaz... sonra bastığın yer bir yol oluyor... böyle Arnavut kaldırımlı taş yol olmaya başlıyor her adımından taşlar yeniden dizilmeye başlıyor ve önünde upuzun bir yol oluyor... sonra yürüdüğün yolun iki yanında mavi bir deniz belirmeye başlıyor.... sağın solun deniz ama önünde taşlı bir yol var... arkana bakıyorsun ama arkanda da gittiğin yol gibi bir yol... yürümeye devam ediyorsun aklında bin bir düşünce... ve o düşünceler havada bir balon gibi... ve o balonlardan birinin ipini yakalayıp sımsıkı tutuyorsun birden havalanmaya başlıyorsun... ayakların yerden kesiliyor... yürüdüğün yol aşağıda bir çizgi gibi kalıyor.. sonra yüzünde rüzgarı hissediyorsun... düşüncesine tutunduğun balon seni düşünceler itiyor daha çok sonra bakıyorsun ki olması gerektiğin yerde olması gerektiğin şekilde yoksun... senin olmadığın durumu uzaktan görüyorsun ve orada olsaydın ne kadar mutlu olacağın düşüyor hemen aklına... sonra bir martı geliyor hemen yanında beraber uçuyorsun...sonra martı seni üzerine alıyor... süzülüyorsun... aşağıda bıraktığın yol yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor... ve bir süre sonra kendini tekrardan o yol üzerinde yürürken buluyorsun... ve işte o zaman bir ses duyuyorsun belki de bir şarkı... daha çok bir melodi gibi... sonra duruyorsun... gök yüzüne bakıyorsun... sonra her şey teker teker kaybolmaya başlıyor.... renkler kayboluyor... en beyaz kalıyor ve sonra siyah ortaya çıkıyor.... bütün beyazı alıyor... ve elinde sadece bir karanlık kalıyor... sonra olduğun yere çöküyorsun ve ağlamaya başlıyorsun... gözlerinden akan yaşlar önce su birikintisi oluyor sonra göl... sonra ırmak... ve sonunda denize ulaşıyorsun... ve sonunda boğuluyorsun... en son hissettiğin çırılçıplak bedeninde sadece soğuk... soğuk.... ve neden böyle hissettiğimi ve neden böyle yazdığımı bilmiyorum... ve sanırım hiç bilemicem... belki de en büyük sorum bu sanırım... neden böyleyim....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öksüz...